ÇinDünyaGündemPolitika

Şi ve Putin dostluğu Çin ve Rusya’yı yeni dünya düzeninde ana güç noktaları mı yapacak?

0

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Moskova’ya yaptığı üç günlük ziyaretinin, ilk gününde Rus Devlet Başkanı Putin ile resmi olmayan ama doğrudan ve çok önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Devlet başkanları, kendi takdirlerine bağlı olarak en acil sorunları ele aldığı görüşme 4,5 saat sürdü.

Ziyaretin ikinci gününde önce resmi bir törenle karşılanan Şi, ardından birebir görüşme ve heyetler arası görüşme gerçekleştirdi. İki ülke arasında ortak kapsamlı stratejik belgelerin imzalandığı görüşmenin ardından ise basın açıklaması yapıldı. Program, Kremlin Sarayı’nda akşam yemeği ile sona erdi.

Bu ziyarette, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerden gelişen dünya düzenine, bölgesel krizlerden Batı yaptırımlarına kadar geniş bir yelpaze ele alınırken, zirve aynı zamanda uluslararası topluma Çin-Rusya ortaklığının ne kadar güçlü olduğunun bir işareti oldu.

Ziyaret öncesi iki ülke liderinin makalelerinde öne çıkan detay: Kapsamlı stratejik ortaklık

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in, Moskova ziyareti öncesinde Rusya’nın “Rossiyskaya Gazeta” gazetesinde makalesi yayımlandı.

Şi, Çin ve Rusya ilişkilerinin ittifak kurmama ve cepheleşmeme anlayışına dayandığını ve üçüncü tarafları hedef almadığını belirterek, iki ülkenin, ulusal gerçeklerine uygun kalkınma yolunu seçmesi, kalkınmasını ve ulusal canlanmasını gerçekleştirmesi için birbirlerini desteklediğini vurguladı.

Rusya’ya yapacağım ziyareti ‘dostluk, işbirliği ve barış yolculuğu’ olarak niteleyen Çin Devlet Başkanı, “Önümüzdeki yıllarda Çin-Rusya arasındaki kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığının büyümesi için yeni bir vizyon, yeni bir plan ve yeni tedbirleri ortaklaşa geliştirmek üzere Devlet Başkanı Putin ile birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum” dedi.

Çin Devlet Başkanı Şi’nin Moskova ziyareti öncesi Çin’in ‘Halkın Günlüğü’ gazetesine yazan Rusya Devlet Başkanı Putin ise, “Rusya-Çin ilişkileri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı” dedi.

Putin, ‘hegemonya iddiasında bulunan ve dünya ahengini bozan bazı ülkelerin aksine Rusya ve Çin’in gerçek ve mecazi anlamda köprüler kurduğunu’ söyleyerek, “Gezegendeki ‘dalgalar ve rüzgarlar’ arasında, uluslararası ilişkilerde yakın işbirliği yapıyoruz ve ‘çalkantılı bir akıntının ortasındaki bir kaya gibi’ omuz omuza durarak dış politika pozisyonlarımızı etkin bir şekilde koordine ediyoruz, ortak tehditlerle mücadele ediyoruz ve modern zorluklara cevap, tepki gösteriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Son 10 yıl boyunca dünyada çok şey değişirken Rusya-Çin dostluğunun değişmeden kaldığına işaret eden Putin, “Rusya-Çin ilişkileri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı ve güçlenmeye devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu. Siyasi diyaloğun son derece güven verici hale geldiğini, stratejik etkileşimde kapsamlı ve yeni bir döneme girildiğini vurgulayan Putin, Şi ile bugüne kadar 40 civarında görüşme yaptıklarını anımsattı.

Şi ile Putin görüşmesinin ortak söylemi: Stratejik işbirliğini küresel ölçekte genişletme vurgusu

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Rusya’nın Başkenti Moskova’da bulunan Kremlin Sarayı’nda buluştu.

Dostluk havasının hakim olduğu basına açık görüşmede, iki ülke arasındaki ortak hedeflere vurgu yapan Putin, Şi’nin ilk yurt dışı ziyaretini Rusya’ya yapmasının sembolik önemine de dikkat çekti. Rus devlet televizyonu iki ülkenin yakın ilişkilerinden övgüyle söz eden Şi’nin biz kapsamlı bir stratejik işbirliğinde partneriz şeklindeki sözlerine yer verdi.

Çin tarafından yapılan açıklamada, Şi ve Putin’in ziyaretin ilk gününde yaptıkları yüz yüze görüşmede, ‘Çin-Rus ilişkileri ve ortak çıkarlara ilişkin konularda görüş alışverişinde bulunduğu’ ifade edildi.

Şi ile Putin görüşmesinin en önemli başlığı: Ukrayna Sorunu

Ziyarete ilişkin Çin tarafından yapılan açıklamada, görüşmede Ukrayna sorununun da ele aldığı belirtilirken Şi’nin, “Ukrayna sorununda barış ve akılcılığa yönelik sesler artıyor. Çoğu, gerginliklerin azaltılmasını ve barış müzakerelerini desteklerken yangına körükle gidilmesine karşı çıkıyor” dediği aktarıldı.

Açıklamaya göre Şi, ‘tarihin çatışmaların nihayetinde diyalog ve müzakere ile çözülmesi gerektiğini gösterdiğini’ belirterek “Çin, zorluklar ne kadar çoksa, barışa alan sağlamanın o kadar gerekli olduğuna inanıyor. Sorun ne kadar kronikleşmişse, diyalog çabalarından vazgeçmemek o kadar önem taşıyor” dedi.

Çin’in Ukrayna’ya ilişkin bir tutum belgesi yayımladığını, krizin siyasi çözümünden yana olduğunu, Soğuk Savaş mantığını ve tek taraflı yaptırımları reddettiğini kaydeden Şi, sorunun siyasi çözümünü teşvik etmek için yapıcı rol oynamayı sürdüreceklerini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Putin ise, “Çin çoğu uluslararası meselede adil, dengeli bir konumda duruyor. Rusya ve Çin’in birçok ortak hedefi var” derken müzakerelere de açık olduklarını şu sözlerle ifade etti: “Müzakerelere her zaman açığız, Çin’in Ukrayna’daki duruma dair planına saygı duyuyoruz.”

Çin, savaşın yıldönümü olan 24 Şubat’ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik ‘tutum belgesi’ açıklamıştı. Belgede ülkelerin egemenliklerine saygı gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, tek taraflı yaptırımlara son verilmesi ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.

Görüşme sonrası iki ülkenin ekonomik işbirliğinin önemli alanları da ele alndı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Moskova’da yaptıkları görüşme sonrasında ortak bildiri imzaladı.

Kremlin’in internet sayfasında yayımlanan ortak bildiride, ikili işbirliği, Rusya-Çin ilişkilerinin kapsamlı ortaklık ve yeni bir çağda stratejik etkileşiminin geliştirilmesi hakkında detaylı görüş alışverişinde bulunulduğu hatırlatıldı.

2030’a kadar Rusya-Çin ekonomik işbirliğinin önemli alanlarının geliştirilmesi planına ilişkin 8 maddelik bildiride, iki ülke arasındaki elektronik ticaretin ve diğer yenilikçi araçların artırılması vurgulanırken birbirine bağlı lojistik sistemin geliştirileceği aktarıldı.

Bildiride, “Piyasa ihtiyaçlarına uygun olarak ulusal para birimlerini kullanma uygulamasını genişletmek ve ikili ticaret, yatırım, borç verme ve diğer ticari ve ekonomik işbirliği alanlarındaki paylarını kademeli olarak artırmak dahil olmak üzere mali işbirliği düzeyinin artırılmasının” kararlaştırıldığı ifade edildi.

Enerji sektöründeki kapsamlı ortaklığın güçlendirilmesinin altı çizilen bildiride, karşılıklı ve küresel enerji güvenliğini sağlamanın önemine işaret edildi.

Metaller, gübreler ve kimyasal ürünler dahil olmak üzere, temel mallar ve madenlerde piyasa esaslarına dayalı karşılıklı yarara dayalı tedarik alanında uzun vadeli işbirliği ilişkileri geliştirmek üzere koordinasyonun sağlanacağı aktarılan bildiride, her iki ülkenin daha kaliteli bir endüstriyel işbirliğine ulaşmasının hedeflendiği belirtildi.

Ayrıca bildiride, iki ülkenin gıda güvenliğini sağlamak için tarımda işbirliği düzeyinin önemli ölçüde artırılacağı kayda geçirildi.

Şi ile Putin görüşmesi, Çin’in küresel konumunu yeniden şekillendirmesinde önemli bir basamak

Ukrayna konusunda Çin’in saf ve açık saiklerle uluslararası toplumun çıkarlarına öncelik vermesi, Çin’in yeniden şekillenen dünya düzeninde küresel konumunu da yeniden şekillendirmesini sağlayacak bir basamak görevi görüyor.

Uluslararası toplumun artık Çin’in barış için diyaloğu kolaylaştırması konusunda yüksek beklentileri var. Bu durum, toplumların ABD ve Batı ile ilgili hayal kırıklıklarının yanı sıra Çin’in eylemlerine yönelik gerçek takdirlerinin yansıması olarak görülüyor.

Çin’in İran ile Suudi Arabistan arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasındaki başarılı arabuluculuğu, Çin’in diplomasisine uluslararası güveni artırdı ve Çin’in Küresel Güvenlik Girişimi’nin önemli bir değer olduğunu gösterdi.

Ukrayna meselesi, Suudi Arabistan-İran meselesinden farklı olsada, eşit, rasyonel ve pratik diyalog ve müzakerede ısrar etmenin yanı sıra ortak, kapsamlı, işbirlikçi ve sürdürülebilir bir güvenlik vizyonunu desteklemeyi de gerektiriyor.

Bu bağlamda Çin, krizin patlak vermesinden bu yana barış görüşmelerini ilerletmek için çalışırken, Çin ve Rusya arasındaki üst düzey stratejik karşılıklı güven, bu olumlu etkileşim için önemli bir temel oluşturdu. Buna karşın, bazı Batılı ülkeler bir yandan Çin’in barış çabalarını soğukkanlılıkla eleştiriyor ve karalıyor, diğer yandan Çin’in diplomatik çabaları çatışmayı hemen durdurmazsa başarısız olacakmış gibi kasıtlı olarak Çin’i çerçeveliyorlar.

Şi ile Putin dostluğu yeni dünya düzeninde gücü Asya’ya çekecek

Ziyaret öncesinde yazdığı makalede Şi ile tanışmasını ve dostluğunu anlatan Putin, “Çin’in dostluğa ve insan ilişkilerine çok önem verdiğini biliyorum. Bilge Konfüçyüs’ün şöyle demesi tesadüf değil: ‘Uzaktan bir arkadaş geldiğinde bu sevinç değil mi?’ Biz Rusya’da da bu nitelikleri çok takdir ediyoruz, bizim için gerçek bir arkadaş, kardeş gibidir.” ifadelerini kullandı.

Ayrılış gününde ise hem Devlet Başkanı Xi hem de Devlet Başkanı Vladimir Putin, birbirlerinin ana akım medyasında makaleler yayınlayarak, bu ziyaretin Çin ve Rusya perspektifinden en üst düzeyde yorumlanmasını sağladı. Bu aynı zamanda Çin ile Rusya arasındaki son derece yüksek düzeydeki stratejik karşılıklı güveni de yansıtıyor. Bu iki yazıdan, iki devlet başkanı arasındaki derin kişisel dostluğu ve Çin-Rusya arasındaki ebedi dostluğu sezmek zor değil.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana ilk resmi ziyareti olan Pazartesi’den Çarşamba’ya kadar Rusya’ya yaptığı devlet ziyareti, Çin-Rusya ilişkilerinin Çin’in diplomatik stratejisindeki öneminin ve Xi’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile kişisel dostluğunun bir kanıtı olarak öne çıkıyor.

 

Dünyaca ünlü sanatçılar ramazan mesajları paylaştı

Önceki Haber

Tarım ve Orman Bakanı Kirişci: Su konusuna insani açıdan yaklaşıyoruz

Sonraki Haber

Şunlar da İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Yorum Gönder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Daha Fazla Çin